Telefon
Telegram
WhatsApp
İnstagram
  • Merkez Adresimiz Kurtuluş Mah. Cumhuriyet Bulvarı No:63 Kat:1 D:1 Sivriler Plaza Odunpazarı / Eskişehir
  • Telefon Bilgilerimiz 0(222) 240 60 09
  • Email Adresi [email protected]

Blog

BOŞANMADA NAFAKA

Nafaka konusunda ise hükmedilebilecek 3 çeşit nafaka mevcuttur. Bunlar Tedbir nafakası, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasıdır. 
Tedbir nafakası 
boşanma davası sürerken veya eşlerden birinin ayrı yaşaması için haklı bir neden olunca verilen bir nafaka türüdür. Genelde boşanma davası ile beraber hükmedilir. Bu nafakanın amacı tarafların boşanma davası sürerken hayatına devam edebilmesi zorluk yaşamaması ve maddi olarak dar bir duruma düşmemesi için hükmedilir. Bu nafaka verilirken tarafların kusurları göz önüne alınmaz. Yani tedbir nafakası isteyen kişi daha çok kusurlu bile olsa onun için tedbir nafakasına hükmedilebilir. Hukuk genel kurulu da bir kararında bu yönde bir içtihat oluşturmuştur.
Bu nafaka talep ile verilebileceği gibi hakim tarafından resen de verilir. Hakim dava açılmasından sonra tarafların sosyal ekonomik durumları ile ilgili belgeyi gördükten sonra direk olarak nafakaya hükmeder. 
Yoksulluk nafakası 
Medeni kanunun 175. Maddesinde ”Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” Denmektedir. 
Görüldüğü üzere bu nafakanın verilmesi için öncelikle bir boşanma davası görülmüş ve ve boşanma ile sonuçlanmış olmalıdır. Boşanma kararı verilmemesi durumunda bu nafakaya hükmedilmez. Bu nafakanın verilmesi için bir diğer şart ise nafaka isteyen kişinin bunu talep etmesidir. Yukarıda tedbir nafakasında talep şart değilken yoksulluk nafakası için kişinin talep etmesi şarttır. Kanun metninden de anlaşılacağı üzere boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan tarafın bu tazminatı alabilmesi olasıdır. Yani boşanma sonucunda malvarlığı bulunan geçimini çok rahat bir şekilde sağlayabilen ve maddi olarak bir sıkıntısı olmayan taraf bu nafakayı alamamaktadır.  
Maddede kusuru daha ağır olmamak koşuluyla ibaresi geçmektedir. Bu ibareden de anlaşılacağı üzere kusuru daha az olması veya tarafların kusurunun eşit olması durumunda bu nafakaya hükmedilebilir. Boşanmada kusuru tam olan veya karşı tarafa göre kusuru daha ağır olan taraf yoksulluğa düşecek olsa dahi bu nafakayı alamaz. 
Bu nafakanın miktarı belirlenirken nafaka yükümlüsünün de durumu göz önünde tutulur ve ve iki taraf arasında bir oranlama yapılır. Bu oranlama sonucunda bir nafaka belirlenir. Sonrasında ise tarafların ekonomik durumlarının değişmesi halinde hakkaniyete uygun bir şekilde bu miktar arttırılıp azaltılabilir. 
Bu nafaka nafaka alan kişinin evlenmesi veya taraflardan birinin ölmesi halinde son bulur. Ayrıca nafaka alan kişinin yoksulluk tehlikesinin ortadan kalkması maddi olarak rahatlaması durumunda da mahkemeye başvurularak bu nafaka kaldırılabilir. Nafaka alan kimsenin başkasıyla resmi nikah olmaksızın yaşaması halinde de dava yolu ile nafakanın ortadan kaldırılması istenebilir. 


İştirak Nafakası 
Medeni kanunumuzun 182. Maddesinde “Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.“ Denmektedir. 
Bu nafaka bir yükümlülüktür. Yani taraflar müşterek çocuğun giderlerine mecburi olarak katılmak zorundadır. Bu nedenle yoksulluk nafakasından farklı olarak eşlerin kusuru bu nafaka verilirken incelenmez. Velayeti kendinde olmayan eş bu nafakayı vermekle yükümlüdür. Bu nafakadaki amaç müşterek çocuğun yetiştirilmesi, bakımı, sağlığı gibi konularda velayeti kendisine verilmeyen eşin mali gücü oranında katılmasıdır.  Bu nafaka boşanma davasıyla beraber veya boşanma davasından sonra ayrı bir dava ile de açılabilir. 
Bu nafaka türü için dava açma hakkı sadece boşanan eşe ait değildir. Bu davayı velayeti kendisine bırakılan eş açabileceği gibi çocuğa atanan kayyım, vasi ve ayırt etme gücüne sahip olduktan sonra çocuğun kendisi de açabilir.  Nafakanın süresi nafaka borçlusunun ölmesi çocuğun evlenmesi veya çocuk ergin olana kadardır ancak çocuk ergin olmasına rağmen eğitim hayatına devam ediyorsa eğitim hayatı bitene kadar nafaka ödenmektedir. 
Bu nafakanın hesaplanmasında birçok ölçüt göz önünde tutulur öncelikle paranın alım gücü ile çocuğun ihtiyaçları incelenir bunun ardına nafaka yükümlüsü kişinin maddi durumu da dikkate alınır. Tüm bu ölçütler değerlendirildikten sonra bir meblağa hükmedilir. Bu meblağın her yıl artırımı için üfe-tüfe veya döviz artış oranları şeklinde nasıl arttırılacağı da belirlenebilir. Bunların haricinde değişen durumlarda veya nafakanın arttırılması içn bir hüküm verilmemişse nafaka alacaklısı nafaka artırım davası ile nafakasını artırabilir.